Dr. Bright Artık Zamansal Anomalileri Sırf Geçmişe Gidip Hitler'i Öldürmek İçin Kullanamaz.

rating: +8+x

SS üniforması giyen ve Walther P38 tabancası taşıyan Dr. Bright, Hitler'in sığınağında belirdi. Silahı kılıfından çıkarıp önündeki demir kapıya doğru yürüdü.

"Dur!" arkadan bir ses geldi.

Arkasına döndü ve tabancayı hizaladı. Önünde, benzer şekilde giyinmiş şaşkın Doktor Cimmerian duruyordu.

"Ne işin var senin burada?" Bright bir miktar öfkeli ses tonuyla sordu.

"Ne? Kimsin sen?" Cimmerian'ın eli kalçasına dayanıyordu.

"Dr. Bright, orospu çocuğu. Bebek Hitler'i öldürmek için zamanda geri gidemeyeceğimi söylemiştin. Ki bu saçmalıktı, çünkü öyle bir şey yapmayı düşündüğümü kimseye söylememiştim."

"Ah. Doğru. Seni şimdi hatırlıyorum."

Birkaç saniyelik bir duraklama oldu.

Bright'ın kaşı kalktı. "Neden buradasın?"

Cimmerian yana doğru baktı. "Ben uh, Hitler'i öldürmeni engellemek için buradayım."

"Onun sığınağında mı? Ciddi misin? Ben bir şey yapmasam bile dakikalar içinde ölecek zaten. Siz etik bilginleri için bunun bir sorun olmayacağını düşünmüştüm." Bright'ın sesi azaldı. "Bekle. Seni beni durdurmak için göndermezler. Bir ajan falan gönderirler."

Muharebeden gelen bir darbenin etkisi ile ışıklar titreşirken zemin hafifçe sallandı.

"Yani, işte. Tabii ki öyle, ama açığı olan bir bendim…"

"Devenin nalı." dedi Bright. "Hitler'i öldürmek için buradasın."

"Gerçekten, Hitler'i öldürmek için buradayım. Evet."

"Orospu çocuğu. Geç kaldın. Hak iddia ettim."

"Ne zaman hak iddia ettin?"

Bright silahını havada salladı. "Az önce."

Cimmerian dudaklarını büzdü. "Hitler'i öldürmek için hak iddia edemezsin."

Bright omuz silkti. "Yani. İkimiz de Hitler'i öldürebiliriz."

Cimmerian bunu düşünürken burnu birkaç saniye buruştu. "Tamam. Bu kapıdan nasıl geçeceğiz peki?"

İkisi de kapıya baktı. Görünür menteşeleri olmayan çelikten yapılmıştı.

Bright kapıyı gösterdi. "Yani, kapıyı kırabiliriz, değil mi?"

Birbirlerine baktılar ve daha sonra dönüp omuzlarını kapıya çarptılar. Her ikisi de homurdanarak ve yüz buruşturarak yere düştü.

Bright konuşmak için dişlerini sıktı. "Tamam, bu güçlü bir kapı."

Cimmerian eldivenli eliyle sağ omzunu tuttu. "Evet. Güçlü kapı. Ah."

"Bence daha iyi koordine etmemiz gerekiyor. Aynı anda vurursak başarabiliriz."

Cimmerian başını salladı. "Üç deyince?"

İkisi de hazırlandı ve Bright saymaya başladı. "Tamam. Bir. İki-"

"Bekle bekle." diyerek sözü kesti Cimmerian. "Üç deyince mi hareket ediyoruz yoksa "Bir, İki, Üç, Şimdi" gibi mi?

"Üç deyince."

Tekrar hazırlandılar ve Bright saymaya başladı. "Bir, İki, Üç."

İkisi de omuzları ile kapıya vururken yine düştü. Bu sefer diğer taraftan gürültülü bir ses geldi. Bir silah sesi.

İkisi de gözlerini kapattı ve acının ve başarısızlığın üzerlerine akmasına izin verdi. Sahip oldukları tek şansı kaçırmışlardı…

Kilidi açılan metal kapının kolu döndü. Tam bir SS üniforması giyen Dr. Clef, kapıyı diğer taraftan açtı ve Bright ve Cimmerian'ın omuzlarına uzandığını gördü.

Dr. Clef genişçe gülümsedi. "Ha. Hitler'i öldürmek için mi buradaydınız?"

Unless otherwise stated, the content of this page is licensed under Creative Commons Attribution-ShareAlike 3.0 License