SCP-5000
rating: +5+x

Madde #: SCP-5000

Nesne Sınıfı: Güvenli

Özel Saklama Prosedürleri: SCP-5000, Site-22'de bulunan standart bir muhafaza biriminde devre dışı bırakılmış durumda tutulacaktır. SCP-5000'den kurtarılan tüm dosya ve bilgiler, Arşiv Departmanının talebi üzerine erişilebilecek yedekleriyle birlikte güvenli bir sunucuda saklanacaktır.

Açıklama: SCP-5000, dahili şemaları içinde SCP Vakfı tarafından tasarlanmış bir 'Mutlak Dışlama Donanımı' olarak tanımlanan, işlev dışı bir mekanik giysidir. SCP-5000'in bir zamanlar içindekini korumaya ve onlara fayda sağlamaya yönelik bir dizi anormal işleve sahip olduğuna inanılmasına rağmen, geçmişte uğradığı hasar yüzünden şu anda yalnızca temel dosya depolama işlevine sahiptir. Keşfedildikten sonra SCP-5000'de bulunan dosyaların bir kaydı için Arşiv 5000-1'e bakabilirsiniz.

SCP-5000 ilk olarak 12/04/2020 tarihinde SCP-579'un Site-62C'deki muhafaza hücresinde bir ışık parlamasıyla ortaya çıktı ve Vakıf çalışanı Pietro Wilson'ınkine genetik olarak özdeş bir ceset1 bulundurmaktaydı. Pietro Wilson şu anda Münhasır Site 06'da2 çalışmaktadır ve mnestik tedavi, SCP-5000 hakkında bilgiye sahip olmadığını veya SCP-5000'nin arşivlerinde detaylandırılan olaylarla ilgili anılara sahip olmadığını doğrulamıştır.


Arşiv 5000-1:

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-1

Benim adım Pietro Wilson. Neler oluyor bilmiyorum. Sanırım hayatta kalan tek kişi benim.

Tarih şey oh iki oh bir yirmi yirmi (üzgünüm, transkripsiyonun daha karışık olacağını düşündüm (üzgünüm henüz buna alışamadım um)). Tarih 02/01/2020. Az önce. Az önce Münhasır Site-06'dan kaçtım. Sanırım … emin değilim, ama galiba diğer herkes ölü. O adamlar çok titizdi. Eğer bu giysi olmasaydı, şu anda ben … aman tanrım.

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-2

Kendimi toparlamam lazım yoksa bu şey hiç okunaklı olmayacak. Büyük ihtimalle gelecek kuşaklar için tüm olayın bir tür kaydına ihtiyaç duyacaklar.

Şu anda en yakın Vakıf tesisine doğru gidiyorum - Ülkenin bu kısmından geçen Ajanlar için küçük bir güvenli ev. Büyük olasılıkla orada hiç kimse olmayacak, ancak üstlerimle iletişime geçip tam olarak neler olup bittiğini öğrenebilirim.

Her şey yaklaşık altı, belki yedi saat önce başladı. Kendilerini Mobil Görev Gücü Zeta-19 ("Yalnızca Yalnız") olarak - Belki de İsyancı ajanları? - tanımlayan ve uygun kimliklere sahip olan bir grup Siteye girdi ve herkesi kantine topladı. Ardından ateş etmeye başladılar.

Tanrım, Hala … hala kanın tadını alabiliyorum. O iğrenç metalik tat dilimde kaldı. Herkes kaçmak için birbirinin üzerinden geçiyordu, vurulmamam veya ezilmemem bir mucizeydi. Eğer Dışlama Donanımına ulaşamasaydım ölürdüm. Hiç şüphem yok - dediğim gibi, titizlerdi.

ES-06'daki elektrik şebekesi için bir teknisyenim, bu yüzden bu şeyin nasıl çalıştığını tam olarak bilmesem de, temelini anlıyorum. Bu algı filtresi, insanların beni göremeyeceği anlamına değil, beni görebilecekleri gerçeğini fark edemeyecekleri anlamına geliyor. Sanırım her şey göz önüne alındığında aynı şey sayılır.

Ama o isyancılar … hiçbir şey almadılar, almaya bile çalışmadılar. Bu şeyin içine girdikten sonra onları izledim - kaçamayacak kadar korkmuştum (lanet ödlek). Sadece cesetleri kontrol ettiler ve gittiler. Her kafa için fazladan bir kurşun.

Bizi öldürmek için oradaydılar.

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-3

Bu lanet olası çölde birkaç saat yürüdükten sonra nihayet güvenli eve ulaştım. Uzaktan gelen birkaç patlama sesi duydum - Belki de Vakıf, isyancılar kaçmadan önce onlarla çatışacak bir MTF gönderdi? Umarım öyledir.

Hayatımda bir şişe su gördüğüme önceden hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Görünüşe göre Dışlama Donanımı giyildiği sürece vücudu canlı tutuyor, ancak aklım hala içmem gerektiğini düşünüyor. Sanırım bu insan doğası.

Her neyse, bacaklarımı dinlendirdikten sonra, bu sistemleri çevrimiçi hale getirmeye çalışacağım. Vakıf ile iletişime geçmem ve tam olarak neler olup bittiğini öğrenmem gerekiyor.

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-4

Kahretsin.


İNDİRİLMİŞ DOSYA 0001-1

Durum: Bunu dünyadaki her hükümete, haber kuruluşuna ve anomali organizasyonuna gönderdiler. Siktir.

skiplogosmall

Bu mesaj, O5 Konseyi'nin fikir birliği ile yazılmıştır.

Henüz varlığımızı bilmeyenlere, bizler SCP Vakfı olarak bilinen organizasyonu temsil etmekteyiz. Önceki görevimiz, anormal nesnelerin, varlıkların ve diğer çeşitli olayların muhafaza altına alınması ve araştırılmasına odaklanmıştı. Bu görev, yüz yıldan fazla bir süredir kuruluşumuzun odak noktasıydı.

Mücbir sebepler nedeniyle, bu yönerge artık değişmiştir. Yeni görevimiz insan ırkının yok edilmesidir.

Daha fazla iletişim olmayacaktır.


DERLENMİŞ DOSYA 0001-1

Bütün dünyaya yayınladıkları duyurunun hemen ardından Vakıf, insanlığa saldırmaya başladı.

Vakfın serbest bıraktığı anomalilere olabildiğince çabuk tepki verildi, ancak hasar kaçınılmazdı. Tam olarak neler olup bittiğini söylemek zor, ancak buradaki konumdan - Vakıf ağına erişerek ve haberleri takip ederek – bir şeyler anlamayı başardım. Bildiğim her şeyi yazmam gerekiyor - böylece bu bittiğinde, eğer birileri hala yaşıyorsa, bize ne olduğunu bilecekler.

Anomali Vakıf tarafından gerçekleştirilen eylem
SCP-096 SCP-096'nın yüzünün görüntüleri sosyal medya platformlarında yayıldı. Görüntüler kaldırılmadan önce ölü sayısı çoktan yüzlere ulaşmıştı. Bildiğim kadarıyla, bu şey hala devam ediyor.
SCP-169 SCP-169'un içinde ve sırtında bir dizi nükleer yük patlatılması uykusunda hafifçe hareket etmesine neden olur. Ortaya çıkan depremler ve tsunamiler, dünya çapındaki önemli sayıda kıyı yerleşimlerini mahvetti.
SCP-662 Yirmi dört saat içinde, görünüşü 'Bay Deeds' ile eşleşen bir şahıs, birkaç büyük devlet başkanının yakınında belirdi ve olay yerinde mevcut olan araçlarla onları öldürdükten sonra hızla ortadan kayboldu. İlk günden sonra bunun neden devam etmediğini bilmiyorum.
SCP-610 SCP-610 örnekleri New York ve Delhi de dâhil olmak üzere birçok büyük şehirde Vakıf ajanları tarafından dağıtıldı. Bu bölgelerdeki tüm siviller ve ajanlar hızlı bir şekilde enfekte oldu ve SCP-610'a yenik düştü. Küresel Gizli Koalisyon ve Kırık Tanrı Kilisesi'nin ortak çabaları ile SCP-610'un daha fazla yayılması önlendi.
SCP-682 Serbest bırakıldı.

Bunun neden olduğunu anlamıyorum.


İNDİRİLMİŞ DOSYA 0001-2

Durum: İçki içerken indirmeyi başardığım haber görüntüleri.

<Kayıt Başlangıcı>

(Muhabir Maria Henderson, bir GOC tahliye çadırının içinden konuşuyor. Kayan başlık, İsveç'in Trosa kentinin eteklerinde olduğunu gösteriyor. Arkasında, hastaların tam koruyucu teçhizatlı doktorlar tarafından tedavi edildiği görülebilir. Maria'nın kendisi de cerrahi bir maske takıyor, ancak mikrofona konuşmasına izin vermek için maske hafifçe yukarı doğru çekilmiş - ki bu da bana sorarsan maskenin amacını bozuyor.)

Maria Henderson: - Küresel Gizli Koalisyon tarafından daha önce yapılan bildiriyi tekrarlayarak, tahliye edilmemiş sakinlere, mevcut olan malzemelerini kullanarak kendilerini mümkün olan en kısa sürede evlerinin içinde kapamaları tavsiye edilir.

(Bir hastaya bakan doktorlardan biri aniden ayağa kalkıp yatakların üzerinde duran bir askere bakar.)

Doktor: Ekspirasyon var! Siliciyi hazırlayın!

(Maria Henderson hızla çadırdan çıkıp benzer çadırlarla dolu bir alana gitmeye başlar. Arkasındaki çadırdan, birkaç yanıp sönen ışık görülebilir ve yüksek bir uğultu sesi duyulabilir. Çadırın tepesindeki bir boşluktan yoğun bir duman çıkmaktadır.)

Maria Henderson: Hala, şey, hala tehlikeye açık bir alanda bulunan kişilerin, etrafındakileri dikkatle izlemeleri tavsiye edilir. Herhangi bir arkadaş veya aile üyesi fark edilebilir, um, üzgünüm, evet, fark edilebilir bir, um, nane kokusu yaymaya başlarsa, derhal karantinaya alınmalı -

(Yayın kesilir. Böylelikle televizyonların her yerde kesildiğini daha sonra öğrendim. İnternet de aynı durumda. Dünya birkaç saniye içinde kör oldu.)

<Kayıt Sonu>


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-5

Komik. Bu yerdeki malzemelerle - Dışlama Donanımından bahsetmeye gerek bile yok - muhtemelen yıllarca hayatta kalabilirim. Ama burada hiçbir şey yapmadan oturmak, dış dünyada neler olup bittiğini bilmemek… artık dayanamıyorum buna. Dışarıda gerçekten neler olduğunu bilmek isteyip istemediğime emin değilim aslında.

Çocukken, - her gün hastaydım, dışarı çıkmak zordu - dedektif hikâyelerine, Sherlock Holmes'a ve tüm o saçmalıklara gerçekten meraklıydım. Gerçeği bulmayı her zaman seviyordum. Her neyse, bu sıralarda evin duvarı önünde babamın saksıları vardı ve her zaman devriliyorlardı, ama buna neyin sebep olduğunu bir türlü bulamıyordu. O zamanlar dedektiflere olan takıntım doruk noktasındaydı, bu yüzden benzeri görülmemiş bir hevesle bu dava ile ilgilenmiştim. Aptal bir velettim, bu yüzden aslında bir bok çıkaramamıştım, anlarsın, bu yüzden ucuz bir casus kamerası satın alıp bir gece duvarı kaydetmiştim.

Bir sokak kedisiymiş. Babam, yapacağını bilmem gerektiği gibi kediyi tekmeleyerek öldürmüştü. Fazla merak… Şey, deyimi biliyorsun. Kendi işime baksaydım, dahil olan herkes daha iyi bir yerde olurdu. Babam dışında, ama onun amına …

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık, yine de hiçbir şey yapmamaktansa bir şey yapmayı tercih ederim. Ayrıca, Dışlama Donanımına sahip olduğum için, beni incitecek hiçbir şey orada olduğumu bilemeyecek zaten.

Dünyanın sonunda bir turistim. İstikamet: Site-19. En yakın gerçek Vakıf kurulumu, akla yatkın. Birkaç cevap alacağım.


KAYDEDİLMİŞ DOSYA 0001-1

Durum: Sığınaktan ayrıldıktan birkaç gün sonra Vakıf personelleri ile karşılaştım. Garip davranışlar gözlemliyorum.

<Kayıt Başlangıcı>

(Açık alandaki bir grup Vakıf askerlerini gözlemliyorum - toplamda dokuz kişi arka arkaya ayakta duruyor. Onuncu bir asker, komutan, önlerinde sessizce ileri geri yürüyordu. Üniformalar ve rütbe işaretleri MTF Epsilon-6'nınkilere ("Village Idiots") benziyor. Birkaç saniye sonra, Komutan ellerini bir kez çırpıyor ve sıraya doğru adım atıyor.)

Komutan: (sıradaki ilk askere) Şimdi denetime başlıyorum.

Asker #1: Tabii ki.

(Komutan bir bıçak çıkarıp askerin omzuna saplar. Tepki yok.)

Komutan: (bıçağı çıkarır) O yarayı tedavi ettirin.

(Asker başını sallar. Komutan, gözle görülür şekilde yüzünü buruşturan sekizinci askere kadar, sıradaki her bir askeri aynı şekilde bıçaklar.)

Asker #8: Ah!

Komutan: (bağırır) Birini yakaladım!

(Komutan ve diğer tüm askerler hızla silahları ile nişan alıp Asker #8'e ateş açarlar ve onu öldürürler. Asker #8 yere düşer. Komutan daha sonra dokuzuncu askere doğru gider ve onu omzundan bıçaklar - belirgin bir tepki yoktur.)

Komutan: Pekâlâ, temiziz. Devam.

(MTF Epsilon-6 erzaklarını toplar ve bölgeyi terk eder, askerin cesedini öldüğü yerde bırakırlar. Cesetten bazı silahlar ve temel tıbbi malzemeler alacağım ve daha sonra onu elimden geldiğince gömeceğim.)

<Kayıt Sonu>

Kapanış Notları: Hiç bir bok anlamadım.


KAYDEDİLMİŞ DOSYA 0001-2

Durum: Eski bir radyoda yakaladığım tuhaf yayın. Önemli olup olmadığını bilmiyorum, ama her şeyi gelecek kuşaklara aktarmaya çalışmak en iyisi.

<Kayıt Başlangıcı>

(Yalnızca ses. Ses erkek, benim yaşlarımda sanırım.)

Ses: Yedi. Beş. Beni duyabiliyor musun? Göz kapaklarının arasındaki deliklerde parlayan bir delik var. Daha önce Versailles'a hiç gitmemiştim. Sevilmek istiyorum. Dokuz. Şu anda arkanda duruyorum. Beş. Ben ikimizim, arkanda duruyorum. Tanrıça şehri denizde yer. Dokuz. Yerde cevap ile bekleyen delik var. Yedi. Bak, yumurtadan çıkıyorsun. Yumurtadan çıkıyorsun!

(Mesaj döngüde devam eder.)

<Kayıt Sonu>

Kapanış Notları: Telsizi ters çevirdiğimde tamir edilemeyecek şekilde hasar aldığını gördüm ve hemen sonra mesaj durdu. İyi hissediyor muyum?


dawoods.jpg

Oha, bu şeylere resim koyabiliyor muyum?

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-6

Site-19'un nispeten yakın olduğunu düşündüğümde, muhtemelen sadece araç ile yakın olduğunu hesaba katmamıştım. Araba kullanmayı riske atamam - ben fark edilmesem bile araç fark edilir. Tek gereken şey bir Vakıf askeri ya da başıboş bir anomalinin arabayı görmesi.

Ama yine de ormanda yürümek - Kıyafetin korumasıyla bile - hoş bir deneyim değil. Örneğin, bir şey üstüme doğru gelirse yoldan çekilmek zor olurdu. Bir şeylerin beni fark edememesi, beni ezemeyecekleri anlamına gelmiyor.

Yine de bu bana düşünmek için biraz zaman veriyor. Mesela - neden Site-19'a gidiyorum ki? Neyi başarmayı umuyorum? Tehlikeden uzak durmak ve olabildiğince uzun süre yaşamak istiyorsam, kötülüğün kaynağına atlamak yerine Vakıf personellerinden uzak durmam en iyisi olmaz mı?

Cevaplar için sanırım. Her şeyden çok cevap istiyorum.

Sonrasında ölüm gelse bile.


DERLENMİŞ DOSYA 0001-2

Site-19'a ulaştım. Güvenlik tamire muhtaç ve anomalilerin çoğu bir süre önce serbest bırakılmış, bu yüzden içeri girmek oldukça kolaydı. Ancak meşgul araştırmacıların yolundan çekilmek hala yorucu. Hâlâ meslektaşlarmış gibi sohbet ediyorlar, sanki her zaman yaptıkları bir şeymiş gibi en fazla insan kaybını nasıl sağlayabileceklerini tartışıyorlardı.

Ama gözleri… sanki gözlerinden bir şey eksik. Bir kıvılcım. Gözlerine baktığımda onları insan olarak göremedim. Belki canlı olarak bile göremedim. Tarif etmesi zor, ama beni ürkütüyordu.

Vakıf veri tabanına Kıdemli Personelin kimlik bilgilerini çalarak eriştikten sonra, savaş ilanından önce ne olduğuna dair temel bir zaman çizelgesi oluşturmayı başardım. Ne anlama geldiklerini bilmiyorum, ama sanırım bu bir başlangıç.

Tarih Olaylar
16/12/2019 O5, 'PNEUMA' adlı bir projeyi Kıdemli Personel için özel ilgi alanı olarak işaretler. Görünüşe göre, KALEIDOSCOPE gibi kitlesel bir amnestisizasyon projesiydi, ancak çoğunlukla kolektif insan bilinçsizliğine, psikouzaya odaklanıyordu. Görünüşe göre bu psikouzayın haritalanmasında bir tür atılım olmuş - ancak bunun dışında ne olduğunu göremiyorum çünkü sansürlemişler. Tipik.
17/12/2019 O5 Konseyi tarafından bir oylama yapılır ve sonuç kabul edilir. Etik Kurulu da sonucu kabul etmiş. Oyların ne hakkında olduğunu bilmiyorum, çünkü yine sansürlenmiş.
19/12/2019 Tüm Kıdemli Personel ve Site Direktörlerine bir dizi talimat (tabii ki de sansürlenmiş talimatlar) gönderilir. Vakıf genelinde bir intihar ve istifa dalgası başlar, Dr. Charles Gears istifa edenler arasındadır.
22/12/2019 Geri kalan tüm Kıdemli Personel ve Site Direktörlerine, bu materyalleri altlarında hizmet eden personel arasında yayma talimatlarıyla birlikte bir dizi dosya gönderilir. Dosyalara 'kalplerinizi sertleştirin' mesajı eşlik eder. Tüm intiharlar ve istifalar, materyallerin yayılmasının ardından derhal sona erer.
25/12/2019 Vakıf Siteleri içindeki ve dışındaki tüm iletişimler tamamen engellenir. İnsan ve insana sempatik anomalilerin çoğunun öldürülmesi, önümüzdeki hafta boyunca her bir Sitedeki personel tarafından gerçekleştirilir. Bilgiler, Dr. Charles Gears'ın ardından bir tetikçi ekibinin gönderildiğini gösteriyor, ancak başarılı olup olmadıklarını belirtmiyor.
02/01/2020 Mobil Görev Güçleri, tüm personeli öldürmek için tüm Münhasır Sitelerine gönderilir. Vakıf, bu görevlerin tamamlanmasının hemen ardından insanlığa savaş ilan eder.

Tüm bunların ne anlama geldiğinden tam olarak emin değilim. O5 Konseyi, herkesin onlarla birlikte hareket etmesini sağlamak için bir tür memetik madde mi yaydı? Ancak bu, O5 Konseyi'nin neden insanlığı en başta yok etmek istediğini açıklamıyor. Anlamıyorum. Gerçekten anlamıyorum.

Vakfın aktif olarak kullandığı anomaliler hakkında daha fazla bilgi de var. Haberler kapalıyken, Vakıf kayıtlarının dışında çok fazla yararlı bilgi elde etmek zor, ancak onlar bile sansürlenmiş. Demek istediğim, dünyanın sonunda bu boktan şeyleri sansürlemenin anlamı ne? Kimin umurunda?! Sadece bana neler olduğunu anlat!

Siktir et. Hepsini bir tabloya koyacağım. Gelecek kuşaklar için.

Anomali Vakıf tarafından gerçekleştirilen eylem
SCP-1370 Televizyon hizmeti geçici olarak geri döner. Tüm kanallar, SCP-1370'in dünyayı nasıl ele geçireceği konusunda saçma sapan propaganda konuşmalarıdır. Bu aslında o kadar da kötü değil.
SCP-1048 Vakfın bu şeyi yakalamayı nasıl başardığını zaten bilmiyorum, ancak helikopter görüntüleri, SCP-1048'in Paris sokaklarında koşan bir ayı ordusu gösteriyor. Görüntüler çok net değil, bu yüzden emin değilim, ama sanki uzakta büyük kırmızı bir oyuncak ayı, gökdelenlerin yanında dolaşıyor.
SCP-1290 SCP-1290-1 ve SCP-1290-2, orijinal konumlarından taşınır ve Ganzir3 adlı güvenli bir GOC tesisine doğru roketler fırlatmak için temel bir roket sistemi olarak kullanılır. Dosyalardan tam emin olamadım, ama görünüşe bakılırsa, oraya girmeye çalışmak için kullandıkları bir yığın anomaliden sadece biri. Bana sorarsan, füzeleri ateşleseler daha iyi olur, ama kimse bana sormuyor çünkü hepsi kafayı yemiş.
SCP-1440 SCP-1440, mülteci kampından diğerine, Mobil Görev Gücü Nu-22 ("Rocketmen") tarafından taşınır ve anormal etkileri, kaçan topluluklarda hızlı bir yıkıma neden olur. Garip bir şekilde, dosyalarda bu olayların anlatılma şekli, SCP-1440'ın kendisine atanan Vakıf personeli üzerinde hiçbir etkisi yokmuş gibi görünmesini sağlıyor.
SCP-1678 Vakıf, personelini SCP-1678'in yakınlarından uzaklaştırarak, muhafazasını kasıtlı olarak terk eder. Ek anomalilerin neden olduğu kaos Londra'nın tahliyesini imkansız hale getirdiğinde, İngiliz Gizli Servis4 yetkilileri, vatandaşları altlarındaki SCP-1678'e sığınmaya yönlendirir. Şehir tam kapasiteye ulaştığında, Vakıf terk etmeden önce yerleştirdikleri nükleer cihazı patlatır.

Ne bulabileceğimi görmek için ayrılmadan önce biraz daha araştırmayı deneyeceğim.


[DOSYALAR SİLİNDİ]


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-7

Son kaydımın üzerinden yaklaşık üç ay geçti. O zamandan beri ne yaptığımı Tanrı bilir. O zamandan şimdiye kadar geçen süre hafızamda tamamen boş ve o döneme ait dosyalar da silinmiş gibi görünüyor. Bildiğim kadarıyla bunu yapabilecek tek kişi ben olmalıyım, o yüzden bunu dilediğin gibi yorumla.

Bazı zorluklar ve engellerle karşılaşmış gibi görünüyorum. Tam olarak hatırlamadığım birkaç yaram var ve şakağımın etrafına sarılmış bir bandaj var. Dışlama Donanımı hasarlı görünmüyor, bu yüzden beni neyin incittiğini bilmiyorum. Uçurumdan falan mı düştüm? Üzücü olan kısım, kendimi gerçekten böyle bir şey yaparken görebiliyor olmam. Asla en zeki değildim.

Site-19 çoktan kayboldu - yani, hala yerinde, sanırım, ama ben ülkenin diğer tarafındayım. Neden bilmiyorum, ama yine de tuhaf. Ne olduğundan tam olarak emin olmasam da şimdi bir amacım varmış gibi hissediyorum. Sadece nereye gitmem gerektiğini biliyorum.

Elimde bir evrak çantası var. İçinde ne olduğunu hatırlamakta güçlük çekiyorum - tek bildiğim yuvarlak olmadığı ve onu SCP-579'a götürmem gerektiği.


[DOSYALAR SİLİNDİ]


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-8

Yanından geçtiğim cesetleri saymayı bıraktım. Muhtemelen şu anda dört haneli rakamlardadır. Tanrım, belki daha fazladır.

Az önce erzak topladığım evde bir çocuğun, küçük bir çocuğun cesedine rastladım. İlk başta, sadece kafasından vurulduğunu düşünmüştüm, ama onu gömmeye gittiğimde derisinin altında hareket eden şeyler olduğunu gördüm. Küçük solucanlar, onlara dokunduğum anda dökülen yüzlerce solucan. Hepsinde onun yüzü vardı. Hepsi gülüyordu. Sonra hepsi kanalizasyona girdi.

Artık insanları gömmeye çalışmıyorum. Devam etmek göründüğünden çok daha zor.


[DOSYALAR SİLİNDİ]


DERLENMİŞ DOSYA 0001-3

Evrak çantasındaki bu şey tam bir nimet. Ne olduğunu bilmiyorum, ama işler çok zorlaşırsa, sadece onu açmam yetiyor - ve bir bakmışım, az önce bulunduğum yerden millerce uzaktayım ve sanki bir şey bana moral vermiş gibi sıcak hissediyorum. İşler zorlaştığında kullanabileceğim kişisel atlama düğmem gibi.

Geçici olarak, ormanda yarı gömülü bir ajanın cesediyle Vakıf veri tabanına eriştim. Onu kemiren birkaç kurt vardı, ama dizüstü bilgisayarını almam onların umurlarında değildi. Zaten beni fark etmediler.

Vakıf hala sahip olduğu her şeyi diğer herkese fırlatıyor. Bir tabloya koysam iyi olur.

Anomali Vakıf tarafından gerçekleştirilen eylem
SCP-2000 Vakıf kasıtlı olarak Yellowstone'un patlamasını tetikleyerek SCP-2000'i yok eder. Şimdilik, Manna Hayırsever Vakfı tarafından dağıtılan anomaliler çevresel etkileri absürt bir oranda yavaşlattı, ancak küllerin bizi boğması an meselesi.
SCP-2200 Her nasılsa, Vakıf, seri bir şekilde SCP-2200-1 üretmiş ve bu kılıçlar şu anda mültecilerin eline geçiyor. SCP-2200-1'lerin kestiği kurbanlar nedeniyle, SCP-2200-3, ölü SCP-2200-4 dağının altında hapsolmuş canlı SCP-2200-4 dağıyla dolup taşıyor.
SCP-2241 Öldürülmemiş birkaç insan anomalilerinden biri. Görünüşe göre SCP-2241, ortaya çıkan en büyük mülteci kamplarını yok etmek için canlı bir silah olarak kullanılıyor ve hayatta kalanları daha küçük gruplar halinde kalmaya zorluyor. Onu nasıl bu kadar sadık yaptıklarını bilmiyorum, ama hoş olduğundan şüpheliyim. SCP-2241 ile ilgili son bilgi, Ganzir kuşatmasını desteklemek için görevlendirildiğini belirtiyor. Görünüşe göre bazı sorunlar yaşıyorlar.
SCP-2466 SCP-2466, █████████, Kaliforniya'da hayatta kalanları hem sosyal olarak yıkıcı hem de fiziksel olarak düşmanca eylemler gerçekleştirmeye zorlamak için sürekli kullanılıyordu. Bu görünüşe göre etkiliydi, ancak SCP-2466, 4023'üncü kullanımından sonra arızalandı ve kullanılamaz hale geldi. Muhtemelen hiçbir sakin hayatta kalmadığı için.
SCP-2639 SCP-2639, Vakfa karşı direnen herkesi öldürmek için toplu olarak hayatta kalanların topluluklarına ve tesislerine gönderildi. Görünüşe göre onlara, muhafazadan kaçmış ve dünyayı yok etmeye çalışan canavarlarla savaştıkları söylenmiş. Belli ki, durumun böyle olmadığını anlamışlar, çünkü altıncı kez görevlendirildiklerinden beri hiçbir şey yapmayı reddettiler. Aferin onlara.

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-9

Orada olduğunuzu bilmeseler bile, yanınızda birilerinin olması harika bir his. Yollara düşmüş bir grup GOC askeriyle bir ateşin etrafında oturuyorum … şey, bu noktada gidecek bir yerleri olduğunu sanmıyorum. Belki sadece dolaşıyorlar. Kendimi açığa çıkarmayı ve 579'a ulaşmama yardım etmelerini sormayı düşündüm, ama riske etmek istemiyorum. Belki de sadece var olmamaya alıştım.

Turist olmayı unut, ben bir hayaletim.

Bu donanım gerçekten bir mucize. Onlar kahve yaparken GOC veri tabanına erişmeyi başardım. Haberler iyi değil.


İNDİRİLMİŞ DOSYA 0001-3

Durum: Ganzir'deki bir sorgu tesisinden röportaj kaydı. Bildiğim kadarıyla, yakalanan bir Vakıf personeli üyesinin ilk defa sorgulama sırasında konuşması bu. Röportajcı, Doktor Rhodes adlı bir bilim adamıyla birlikte Komutan Morrison. Sorgulanan kişi Mobile Task Force Omega-2'nin ("Secret Keepers") bir üyesi, Samuel Ross. Video yok, sadece ses. Bu, dosyada bir hata olduğu için mi yoksa ilk başta o şekilde kaydedildiği için mi bilmiyorum.

<Kayıt Başlangıcı>

Komutan Morrison: Nerede olduğunu biliyor musun?

Samuel Ross: Ganzir'deyim, değil mi? Biz gizlice girmeye çalışırken bizi yakaladınız.

Komutan Morrison: Aynen öyle. Neden burada olduğunu biliyor musun?

Samuel Ross: (sakince) Sanırım beni sorgulayacaksınız.

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Doktor?

Doktor Rhodes: Onay tamamlandı. Şahsın içine yerleştirilmiş hiçbir şey yok, zihinsel ajan ya da bilişsel tehlike de yok. Güvenle başlayabilirsin.

Komutan Morrison: Pekâlâ.

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Konuştuğumuz meslektaşlarınızdan hiçbiri daha önce bizimle konuşmamıştı. Tek kelime bile etmemişlerdi. Neden benimle şimdi konuşuyorsun?

Samuel Ross: Daha önce tanışmıştık. Hatırlıyor musun?

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Pardon?

Samuel Ross: Birkaç yıl önce Tenerife'deki ortak operasyonda. Martı prensi ile olan? Hatırlıyor musun? O zamanlar gaz maskesi takıyordum, bu yüzden muhtemelen beni hatırlamıyorsun, ama ben seni hatırladım ve bu bana komik geldi. Bu yüzden konuşuyorum.

Komutan Morrison: Tek sebep bu mu?

Samuel Ross: Evet.

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Sizi mültecilerle birlikte şehre gizlice girmeye çalışırken yakaladığımızda, siz ve yoldaşlarınız kalabalığa rastgele ateş etmeye başladınız. Erkekler, kadınlar ve çocuklar sebepsiz yere öldürüldü. Bunun çılgınca olduğunu düşünmüyor musun?

Samuel Ross: (güler)

Doktor Rhodes: (sessizce) …aşağılık.

Komutan Morrison: Bunun komik olduğunu mu düşünüyorsun?

Samuel Ross: Üzgünüm, kaba olmak istemedim, sadece… Bunun biraz riyakar olduğunu düşünüyorum.

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Ne?

Samuel Ross: Şey, demek istediğim, elde edeceğin bilgiler size yardımcı olacakmış gibi beni sorguluyorsun, ama bana göre gerçekten bir şey yapmak için zamanınız yok. Habil'i ona doğru ne kadar atarsanız atın, Profesör Crow'un Europa'sı burayı çok geçmeden yok edecek. Ama yine de bu konuda bir şeyler yapabilirmişsiniz gibi davranıyorsun. Bunun çılgınca olduğunu düşünmüyor musun?

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Sadece saçma sapan bir şekilde konuşmak için buradaysanız, her zaman gelişmiş sorgulama yöntemlerini deneyebiliriz. Bunu yapmak istemiyorum, ama başka seçeneğim yok.

Samuel Ross: (güler) İstediğini yap. Acı hissetmemeniz gerektiğini anladığınızda, artık hiçbir şeyden korkmayacaksınız.

Komutan Morrison: Ne demek istiyorsun?

Samuel Ross: Sen…

(Duraklama.)

Samuel Ross: Hayır, söylememi istemezsin.

Komutan Morrison: İstiyorum.

Samuel Ross: Seninle konuşmuyorum.

Komutan Morrison: Bu hiç mantıklı değil. Hemen söyle bana.

Samuel Ross: …emin misin?

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Aşı konusunda hala iyi miyiz?

Doktor Rhodes: Evet, bütün Vakıf memetik öldürücü maddelerinde temiziz.

Komutan Morrison: Öyleyse çıkar ağzından baklayı, Ross. Oyalamayı bırak yoksa tatsızlaşmak zorunda kalacağız.

Samuel Ross: Peki. [ALGILANMAZ]

(Duraklama.)

Komutan Morrison: Dediğini … Dediğini anlayamadım

Doktor Rhodes: Yüksek sesle konuş. Mikrofon sesini alamıyor.

Samuel Ross: [BİLGİ ÇIKARILDI]

(Komutan Morrison ve Doktor Rhodes yüksek sesle çığlık atarken duyulabilir. Islak çatlaklar ve ani rüzgar sesleri de duyulabilir. Zamanla yükselen çığlık, kaydın geri kalanı için devam eder.)

Samuel Ross: Kendinize ne yaptığınıza bir bakın. Beğenmeyeceğinizi söylemiştim, değil mi? Bu yüzden kendi sesini duyuyorsun. Ama bilmeyi çok istedin. Sizi gerçekten seviyorum, bu yüzden kibar olmaya çalışıyordum. Size karşı çok naziğiz, biliyorsun. Karanlıkta ölebilmeniz için ışıkta savaşıyoruz.

(Duraklama.)

Samuel Ross: …iğrenç.

<Kayıt Sonu>

Kapanış Notları: Görünüşe göre bu kayıttan hemen sonra Ganzir'in içinde bir tür acil durum ortaya çıktı ve şehir hem içeriden hem de dışarıdan yıkıldı. Dosyalar ayrıntılardan bahsetmiyor, ancak GOC’nin işi bitmiş olabilir.


[DOSYALAR SİLİNDİ]


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-10

Devam etmek zorlaşıyor. GOC hala savaşırken, durumun tersine dönebileceği duygusu vardı, ancak artık onlar da kaçtıkları için, tüm direnişin boşuna olduğunu anlamak zor değil. Vakıf, Ganzir'i temizledikten sonra tüm dikkatini diğerlerine çevirdi.

Artık yemiyorum ve içmiyorum. Donanım tüm bunlarla zaten ilgileniyor ve tükettiğim herhangi bir şeyin Vakfın yaymaya çalıştığı korkunç virüslerden biri tarafından kirlenmiş olma riski çok fazla. Bu noktada akla gelebilecek hemen hemen her eyalette cesetler gördüm. Hatta bazıları etrafta dolaşıyor.

Evrak çantasını zamanı atlamak için her açtığımda, daha az ilerleme kaydediyorum ve biraz daha kötü hissediyorum. Daha önce bana yardım eden her neyse, sanki ona karşı hissizleşmiş gibiyim. Hissizleştiğim tek şey değil.

Neden 579'a gidiyorum ki? Gerçekten bir sebebim var mı?


DERLENMİŞ DOSYA 0001-4

Vakıf hala bizi sikiyor. Bununla ilgili bir tablo.

Anomali Vakıf tarafından gerçekleştirilen eylem
SCP-3078 Görünüşe göre, Kırık Tanrı Kilisesi, interneti bazı alanlarda tekrar açıp çalıştırmayı başardı - ancak Vakıf, 3078'in binlerce kopyasını mevcut olan hemen hemen her medyaya yükleyerek bunu hızlıca sikti. Böylece İnternet tekrar kapandı.
SCP-3179 Kırık Tanrı Kilisesi bir şeyleri yeniden inşa etmeye başladıktan sonra, bu şey muhafazasından kurtuldu. Kilise içinde, bu şeyin Mekhane olup olmadığı konusunda bir iç savaş başladı, bu da yardım etme yeteneklerine gerçekten zarar verdi. Ek olarak, bu şey elinden geldiğince çok lanet olası Terminatör benzeri şeyler inşa ediyor, ki bu gerçekten ilginç.
SCP-3199 SCP-3199 yumurtaları şu anda neredeyse her yere hava yoluyla bırakılıyor. Eminim neler olduğunu tahmin edebilirsiniz.

Daha sonra biraz daha yazabilirim.


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-11

579'a doğru ilerliyorum - son zamanlarda garip şeyler görüyorum. Her zamankinden daha tuhaf, yani.

Birincisi, Kırpanlar. Son zamanlarda bunlardan epeyce var. Şimdi, nasıl yaratıldıklarını bilmesem bile bunların Vakıf tarafından yaratıldığından oldukça eminim. Çoğu şeyi bilmiyorum, bu yüzden bunu da listeye ekleyin.

Onlar heykeller, göz yerine boş yuvalara sahip olan asker - MTF üniformalılar - heykelleri. Kolları, aynı bir peygamberdevesinde görebileceğin gibi bıçaklara oyulmuş. Onlara baktığınız sürece zararsızlar. Ancak bakmayı bıraktığın an hareket edebilirler - ve hızlılar. Birinin görüntüsünü bir duman bulutu engellediğinde, bir kalabalığın hepsinin içinden geçtiğini ve onları kestiğini gördüm.

Onlara karşı tedbirliyim. Ben de bakarak onları durdurabiliyorum - bu yüzden nerede olduğumu algılamasalar bile, orada olduğumu anlayabilirler. Bu yüzden önlerine gelen her şeyi dilimlemeye başlayabilirler ve bu da benim sonum olur. Onlardan tamamen kaçınmak için elimden geleni yapmalıyım.

İkincisi ise… şey, bu çok daha tuhaf.

Ufuktaydı, uzatılmış bir insan gibi - hayır, onu tarif etmenin en iyi yolu bu değil. Sanki etrafındaki uzay, kendisiyle birlikte esnetilmişti, sanki kötüce fotoşoplanmış gibiydi. Gövdesi yerden bulutlara ulaşıyor ve çenesi dik açıyla sallanıyordu. Vücudunun etrafındaki boşlukta kanat şeklinde siyah boşluklar da vardı. Bu şekilde ileri doğru süzülüyordu.

Orada Vakıf personeli de vardı, ama onunla savaşıyorlar, silah ve roketlerle ateş ediyorlardı. Vakfın bir anomali ile savaşmasının tuhaf olduğunu düşünmem ne kadar boktan bir şey? Belki de benim gibilerdi, her şey başladığında kaçmayı başarmışlardı. Onlarla konuşmayı düşündüm ama vazgeçmeye karar verdim. Riske atamam.

Oradan uzaklaştım. 579'a gitmem gerekiyor. Bir şey yapmam gerekiyor. Herhangi bir şey.


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-12

Bugün bir çocuğun öldüğünü gördüm. Ona yardım edebilirdim. Etmedim.

Aşağılık bir pisliğim.


DERLENMİŞ DOSYA 0001-4

Anomali Vakıf tarafından gerçekleştirilen eylem
SCP-4290 Vakıf, SCP-914 tarafından geliştirilmiş bir SCP-008 örneğini kullanarak, SCP-4290'ın cesedini yeniden canlandırır ve onu serbest bırakır. Yılan'ın Eli'nden kaijumanserlar, SCP-4290 ile çatışmaya girer, ancak dosyada sonuçların ne olduğu konusunda net değil. Kütüphanenin bu evrenden ayrıldığını duydum, ama görünüşe göre bu adamlar geride kalmış. Aptallar.
SCP-4666 Vakıf, teknik olarak her yerde Noel olmasını sağlamak için zamansal anomaliler kullanır - ah, siktir et.
Zaten bunu kimse okumayacak.

KAYDEDİLMİŞ DOSYA 0001-3

Durum: GİRİŞ YOK

<Kayıt Başlangıcı>

(Perspektif, terk edilmiş bir kuyumcunun ön kapısındandır. Gece gökyüzü kırık bir pencereden görülebilir. Dükkanın ortasındaki geçici bir ateşin yanında genç bir kız oturuyor. Boynunda bir yakut muska asılıdır.)

(Algı filtresi devre dışı bırakılır. Kız paslı bir boruyu silah niyetine alarak tetikli bir şekilde ayağa fırlar.)

Kız: Kimsin?!

Pietro: Seni… seni tanıdım. Kolyeyi kastediyorum.

(Duraklama. Kız boruyu yere atar ve inler.)

Kız: Ah, lanet olsun. Beni öldürmen için mi gönderdiler? Bir süreliğine burada olacaksın.

Pietro: Hayır, Ben … Ben de … Ben de kaçtım. Sen?

(Kız, Pietro'nun yüzünü görmek için gözlerini kısarak öne doğru eğilir.)

Kız: Tanrım. Berbat görünüyorsun dostum. En son ne zaman uyudun?

Pietro: Bu giysi … şey, içinde uyumana gerek yok.

Kız:Uykuya gerçekten ihtiyacın var. Yüzün, cidden… cidden bir felaket, adamım. Görmek istemezsin.

(Duraklama.)

Pietro: İçeri girebilir miyim?

(Kız tek koluyla mağazayı abartılı bir şekilde işaret ederek geri çekilir.)

Kız: Elbette. Herkese yetecek kadar kırık cam var!

(Pietro sendeleyerek yere oturur. Cam çatırtı sesi duyulabilir.)

(Duraklama.)

Kız: Sadece şaka yapıyordum. Bir sandalye kapabilirdin.

Pietro: Sorun yok. Kıyafet yeterince sağlam.

Kız: (omuz silker) İstediğini yap.

(Karşısına oturur.)

Kız: Ekipmanın gerçekten kaliteliymiş. (Kolyeyi işaret ederek) Takasa ne dersin?

Pietro: (güler, öksürür) Hayatta olmaz! Dosyanı okudum.

Kız: Denemeye değerdi. Gülmeyeli epey oldu ha?

Pietro: Gülebileceğim bir şey yoktu.

Kız: Pesterbot tüm televizyonlarda çıktığında bile mi gülmedin?

(Duraklama.)

Pietro: (kıkırdar) Tamam, o biraz komikti.

(Duraklama.)

Kız: Yani sen de kaçtın. Demek istediğim, senin bir Vakıf çalışanı olduğunu ve burada hayatım boyunca kızdırdığım ve intikam almak isteyen insan yığınından biri olmadığını varsayıyorum.

Pietro: Aynı şey değiller mi?

Kız: (güler) Şimdi anlıyorsun!

Pietro: Evet, bir Vakıf çalışanıyım. Demek istediğim, çalışanıydım. Her şey başladığında şanslıydım, bu kıyafetin içine girip kaçtım. Sen?

(Duraklama.)

Kız: Şey, Kıdemli Personelden biriydim - plan hakkında herkesten önce bize bilgi verilmişti, ama ne olduğunu hatırlayamıyorum. Muhtemelen ikinci dosya yüzünden.

Pietro: İkinci dosya mı? Onu gördün mü? (ayağa kalkar) İçinde ne vardı?!

Kız: Vay canına, sakin ol evlat. Acelemiz yok. İçinde sadece bir grup fotoğraf vardı - yumurtalar, ağaçlar, dini şeyler. Tek başlarına benim için bir şey ifade etmiyorlardı, ama sanırım içlerinde kodlanmış bir şey vardı. Muhtemelen bu şey yüzünden - (muskaya dokunur) - beni gerektiği gibi etkileyemediler.

Pietro: (oturur) Yani gerçekten bir memetik madde idi

Kız: (kaşlarını çatarak) Emin değilim. Bana olabilecek her şey, eh, çoktan oldu bile. Memetik bir maddelerin nasıl hissettirdiğini biliyorum. Bu öyle hissettirmedi - sanki bana bir şeyi zorlamaktan çok üstümden bir yükü alıveriyor gibiydi.

Pietro: Ben … öyle mi. Yani sen de neler olduğunu bilmiyorsun, değil mi?

(Duraklama.)

Kız: Bilmiyorum.

Pietro: Siktir … siktir.

(Duraklama. Kız cebinden küçük bir şişe bira çıkarır ve bir yudum alır.)

Kız: (iç çeker) Şimdi, bir yere mi gidiyorsun, yoksa sadece kendine acıyarak öylece dolaşıyor musun?

Pietro: 579'a gidiyorum.

Kız: (güler) İntihara meyilliysen, bunun daha kolay yolları var, inan bana!

Pietro: 579'un ne olduğunu biliyor musun?

Kız: Bir fikrim yok - ki bu endişe verici, çünkü ben önemli biriyim.

(Duraklama.)

Pietro: Fark etmez. Oraya gitmem gerekiyor.

Kız: Neden?

Pietro: Sebep yok. Sen nereye gidiyorsun?

Kız: 1437. Önce diğer evrenlere siktirip gidemeyecek miyim diye kontrol edeceğim, sonra bu muskayı içine atıp nerede uyanacağımı göreceğim.

Pietro: (kıkırdar) İyi bir planmış. Sana iyi şanslar dilerim.

Kız: (ayağı kalkar) Ben de sana dilerdim, ama ikimiz de pek bir şansa sahip olmayacağını biliyoruz. Güneş doğmak üzere - ben gidiyorum.

Pietro: Peki.

(Kız ayağa kalkar ve ön kapıya doğru hareket eder. Bir süreliğine dükkânın girişinde durar.)

Kız: Umarım en azından aradığını bulursun.

(Ayrılır.)

Pietro: Ben de umuyorum.

<Kayıt Sonu>


[DOSYALAR SİLİNDİ]


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-13

Merhaba günlük. Uzun zaman oldu.

Şu anda SCP-579'un olması gereken Site-62C'ye bakıyorum. Görebildiğim kadarıyla hiç gardiyan yok ve tüm güvenlik sistemleri kapalı. Görünüşe göre burası bir süre önce terk edilmiş. Bu yerin son derece yüksek öncelikli olduğu izlenimine kapılmıştım, ancak görünüşe göre Vakıf artık benimle aynı fikirde değil.

Evrak çantası elimde. Nefes almak zor. Öyle ya da böyle, her şeyin yakında biteceğini hissediyorum.

İçeriye giriyorum.

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-14

Tekrar merhaba, günlük. Son girişi çok dramatik bir şekilde bitirdiğimi biliyorum ve o zamandan bu yana yaklaşık otuz saniye geçti, ancak önemli bir güncellemem var.

Site-62C'ye yaklaştığım an, birinin başımın arkasına silah bastırdığını hissettim. Sanki bir çatının kenarında duruyordum ve birinin elleri sırtımda, beni itmeye hazır gibiydi. Bir çeşit kaç ya da savaş güdüsüydü ve sonuna kadar açılmıştı.

579'un ne olduğunu bilmiyorum. Ama bana baktığını biliyorum.


KAYDEDİLMİŞ DOSYA 0001-4

Durum: kahretsin kahretsin kahretsin

<Kayıt Başlangıcı>

(Perspektif, Site-62C'nin bir koridorunun iç kısmındadır. Duvarlarda büyük bir bıçakla yapılmış gibi görünen ciddi hasar görülebilir. Tepedeki ışıklar titrer.)

Pietro: Siktir. Siktir.

(Işıklar tekrar titrer. Işıklar tekrar yandığında, kollarının olması gereken yerinde bıçakları olan bir asker heykeli alttan görünür. Gözlerinin olması gereken yerde boş yuvalar vardır ve yüzünde öfkeli bir ifade vardır.)

<Kayıt Sonu>

Kapanış Notları: Yanılmışım. Buradalar.


GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-15

Yanılmamışım. Beni fark edemeseler bile, burada olduğumu anlayabiliyorlar. Ortalıktaki her şeyi kesiyorlar.

Bacaklarımdan birini oydular. Çok kötü bir şekilde acıyor, ama devam etmeliyim. Beni kovalamıyorlar, ama aynı yere doğru gidiyorlar. Onlardan önce gitmeliyim oraya. Onları izlemeye devam etmeliyim.

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-16

Başardım başardım (başardım (başardım)) ben başardım, başardım! Başardım Ben başardım.!!

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-17

Adil değil.

Ama başarmıştım. Adil değil. Kapının arkasında kilitliler- kesmeye çalıştıklarını duyabiliyorum, ancak kapı güçlendirilmiş, bu yüzden bir süre dayanabilecek. En azından birkaç dakikalığına.

SCP-579'un izlenmesini sağlayan aletlerle dolu bir gözlem odasındayım. Gerçek muhafaza odası hemen altımda. Gözlerimi biraz sıkarsam, zar zor görebiliyorum. Bir delik var. Yerde aşağıya doğru giden bir delik var.

579'un nerede olduğunu biliyorum. Buradaki aletler olmasaydı bile yine de onu hissedebiliyorum. Muhtemelen hissetmeden de ona yaklaşamıyorsun. Bir saniyeliğine, evrak çantasını deliğe atıp her şeyi bitirebileceğimi düşündüm, ama bu çok kolay olurdu, değil mi? Dünyanın yarısını geçtikten sonra bile, sanırım bir şeyin kolay olması hakkını elde edememişim.

Deliğin perspektifinden ve 579'un konumundan, evrak çantası ona dokunmaya bile yaklaşmış olamazdı. Evrak çantasının temas kurmasının tek yolu deliğe atlayıp onu aşağıya doğru fırlatmam. Ama bu yükseklik … evrak çantasını fırlatmak, yapacağım son şey olurdu.

Tabii ki. Tabii ki de.

Bunu anlamam tüm hayatımı aldı, ama ben dedektif olabilecek bir insan değilim. Ben sadece cinayetin kurbanıyım. Başkasının hikâyesi için ölüyorum. Ve insan ırkı benimle beraber geliyor. Kim, ne yapmış biliyorum … ama bunlar apaçıktı. Bildiğim her şeyi zaten herkes biliyor. Nedenini bilmiyorum. Bütün her şeyin sonunda, tek bir şeyi bile çözemedim.

Bu neden oluyor? Vakıf neden herkesi öldürüyor? Bu neden oluyor? Bu dosyaları neden gönderdiler? Bu neden oluyor? Ganzir neden yok edildi? Bu neden oluyor? Neden bu evrak çantasını dünyanın diğer ucuna taşıyorum? Bu neden oluyor?!

Neden buradayım? Bunu neden yapıyorum? Neden … neden öleceğim? Bir sebebi var mı?

Bunu okuyan biri varsa, lütfen, lütfen çöz bunu. Bana bunu açıkla. Biri… herhangi biri. Ben anlamadım. Anlamıyorum …

İçeri girmek üzereler. İlk adımı atmanın zamanı geldi.

lookcloser.png

SCP-579

GÜNLÜK GİRİŞİ 0001-18

Oh … demek öyle.

YAŞAM BELİRTİLERİ KAYBOLDU

İstila edildi dedin, değil mi? Bunun yaşanacağı son kez olabilir.

Doğru.

Öyle deme. Senin için daha kötü olmalı. Hoşlanmadıkları bir şeyi öğrendikten sonra herkes bunu söyler.

Aman Tanrım.

Bu birkaç saat içinde kabul edilebilecek bir şey değil dostum. Bir dakika sessiz olabilir misin? Elbette yapamam. Hayır, henüz değil. İstila edilmiş olma hissi.

Neden olmasın?

Öyle deme!
Onun hakkında konuşma bile!

O şeyi kesinlikle kurcalamamalıydık.

Her şeyi bitirmek daha iyi olur diye düşünmeye devam ediyorum. Bulduğumuz şeyle değil. Ne kadar zaman alacak? Ama öyle değil. Olduğum her şey. Ne diyeceklerini biliyorsun.

Benim.
Bitti.
Zaman alacak.

Germofobiksin, değil mi?

Bir cevap aldın mı? Bakmamalıydık. Sen de. Artık kimsenin başka bir şey hakkında konuşacağından şüpheliyim.

Kötü hissediyorum.

Unless otherwise stated, the content of this page is licensed under Creative Commons Attribution-ShareAlike 3.0 License